24 Mayıs 2008 Cumartesi

İnternette Karşımıza Çıkan Garp Bilgiler

İnternet kullanıcılarına e-mail olarak gönderilen bazı ilginç bilgiler, okuyanları şaşkına çeviriyor. İşte sanal alemin gözde enteresan bilgileri: (inanmak zor ama gerçek)


Venüs, saat yönünde dönen tek gezegendir.

Sabahları elma kahveden daha fazla uykunuzu açar.

Evinizdeki toz parçacıklarının büyük çoğunluğu ölmüş deri dokusudur.

Marilyn Monroe'nun 6 adet ayak parmağı vardı.

İnekler merdiven çıkabilir ama inemezler.

Ördeklerin 'vak' sesi yankı yapmaz, nedenini de kimse bilmez.

Sivrisinek kovucu spreyler sinekleri kovmuyor, sizi gizliyor. Sivrisineğin alıcılarını bloke ederek sizin orada olduğunuzu anlamamalarını sağlıyor.

Taze kakao içinde bulunan sıvı, kan plazması yerine kullanılabiliyor.

Hiçbir kağıt parçası 7 defadan fazla ikiye katlanamaz.

Uyurken, TV izlerken olduğundan daha fazla kalori harcarsınız.

Meşe ağaçları elli yaşından önce palamut vermez.

Üzerinde barkodu bulunan ilk ürün Wrigley's marka sakızdı.

Kupa papazı bıyıksız olan tek papazdır.

Boeing 747'nin kanatları, uçakla uçmayı ilk başaran Wright Kardeşlerin uçtuğu mesafeden daha uzundur.

Amerikan Havayolları 1987 yılında first-class da sunulan bir adet zeytin eksiltmek suretiyle 40 bin dolar kar etmiştir.

Kaplumbağalar kıçlarından da nefes alabilirler."

Doğum Tarihinize Göre Hangi Yemeksiniz??

Doğum Tarihinize Göre Hangi yemeksiniz ? (Güzel Bişey)

Ocak 1 - 9 ~ Musakka
Ocak 10 - 24 ~ Kuru Ustu Pilav
Ocak 25 - 31 ~ İmam Bayıldı
Şubat 1 - 5 ~ Kokareç
$ubat 6 - 14 ~ İşkembe
$ubat 5 - 21 ~ Köfte
$ubat 22 - 28 ~ Tantuni
Mart 1 - 12 ~ Suşi
Mart 13 - 15 ~ İmam Bayıldı
Mart 16 - 23 ~ Kuru Ustu Pilav
Mart 24 - 31 ~ Kokareç
Nisan 1 - 3 ~ İmam Bayıldı
Nisan 4 - 14 ~ Tantuni
Nisan 15 - 26 ~Kuru Ustu Pilav
Nisan 27 - 30 ~ Köfte
Mayıs 1 - 13 ~ Suşi
Mayıs 14 - 21 ~ İşkembe
Mayıs 22 - 31 ~ İmam Bayıldı
Haziran 1 - 3 ~ Kuru Ustu Pilav
Haziran 4 - 14 ~ Köfte
Haziran 15 - 20 ~ Musakka
Haziran 21 -24 ~ Suşi
Haziran 25 - 30 ~ Kokareç
Temmuz 1 - 9 ~ Kuru Ustu Pilav
Temmuz 10 - 15 ~ Musakka
Temmuz 16 - 26 ~ İşkembe
Temmuz 27 - 31 ~ Kokareç
Agustos 1 - 15 ~ Suşi
Agustos 16 - 25 ~ Kuru Ustu Pilav
Agustos 26 - 31 ~ Köfte
Eylul 1 - 14 ~ İşkembe
Eylul 15 - 27~ Kokareç
Eylul 28 - 30~ Musakka
Ekim 1 - 15 ~ Suşi
Ekim 16 - 27 ~ Köfte
Ekim 28 - 31 ~ Tantuni
Kasim 1 - 16 ~ İmam Bayıldı
Kasim 17 -30 ~ Kokareç
Aralik 1 - 16 ~ Musakka
Aralik 17 - 25 ~ Suşi
Aralik 26 - 31 ~ İşkembe

Musakka
çekici ve popülersiniz.. Kolayca arkadaş edinebiliyorsunuz.. Kendinden emin tavırlarınızla grup icinde liderlige yakışıyorsunuz.

Kokareç
Utangac ve sevimlisiniz. Tanımadıgınız insanlarla konuşmayi sevmez ama arkadaşlarinizla herşeyi paylaşabilirsiniz. Arkadaş seciminde oldukca dikkatlisiniz. Sevilen birisiniz.

Suşi
Yerinde duramayan birisiniz.Cok arkadaşiniz var ve sosyal yaşaminiz cok renkli. Dedikoduyu biraz seviyorsunuz. Sizi tanıyan sizin gibi biri daha olmadıgını duşunuyor. Dikkat cekmeyi cok seviyorsunuz.

Tantuni
Esrarengiz birisiniz. Ne zaman nasıl
davranacagınız pek belli olmuyor. Cogu şeyden ilk sizin haberiniz oluyor bu yüzden cok ilgi gorüyorsunuz.

Kuru üstü Pilav
Sessiz sakin ama cok zekisiniz. Dost canlısı, sevilmeyi bekleyen tavırlarınız ilgi cekiyor. Kucuk bir arkadaş grubu size yetiyor. Fazla populer olmasaniz da yakınlarının el ustunde tuttugu birisiniz

İmam Bayıldı
Siz lider olmak icin dogmuşsunuz. Sozunu dinleten, dedigini yaptıran birisiniz. Kararlı tavırlarınız cevrenizdekileri etkiliyor. Insanlarin arkadaş olmak isteyebilicegi birisiniz.

Köfte
Uyumlu, sıcakkanlı birisiniz. Size nasil davranılmasını istiyorsanız siz de herkese oyle davranıyorsunuz. Sadık ve durustsunuz, yapmacık insanlara ve dedikoduya karşisınız.

İşkembe
Cok hassas ve narinsiniz. Kolay aşik oluyorsunuz.
Ne cok utangac ne cok girişkensiniz. Arkadaş grubunuzda kırılmaması icin kollanan birisiniz.

Albert Einstein'ın Beyni 240 Parçaya Bölündü ve İncelendi

20.yüzyılın odamı Albert Einstein'nin 40 yıldır kavanozda bekleyen beyni üzerinde yapılan bir araştırma, Einstein'nin beyninin bir bölümünün anormal geliştiğini gösterdi. Einstein sağlığında beyin üzerinde çalışmalar yapıyordu ve bir biyografisinde ölümünden sonra kendi beyninin de incelenmesini istediğini yazmıştı. Ama şüphesiz beyninin başına ne geleceği aklının ucundan bile geçmemiştir. Einstein öldüğünde otopsiyi yapan doktor Thomas Harvey, bu sırada beyni yerinden çıkardı ve bir kavanozun içine koydu. Dr. Harvey beyni incelemek için Einstein'in ailesinden önceden izin almıştı. Harvey beyni 240 parçaya bölerek incelemeler yaptı. Fakat bu incelemeleri hiçbir yerde yayınlamadı.

Harvey 1996'da Amerikan McMaster üniversitesine gidip araştırmacıların Einstein'ın beynini incelemek isteyip istemeyeceklerini sordu. Bu araştırmacılar Harvey'i kesinlikle daha önceden tanımıyorlardı. Araştırma ekibinin başkanı Sandra F. Witelson, Harvey'in Einstein'a otopsi yapan patolog olduğunu öğrendiğinde teklifini hemen kabul etti. Harvey beynin birkaç parçasını bu araştırmacılara verdi.

Einstein'ın beyni McMaster üniversitenin beyin bankasındaki beyinlerle kıyaslandı. Araştırma sonuçlarında Einstein'm beyninde beynin çalışmasını sağlayan oligopdendroglia'nın daha çok bulunduğu tesbit edildi. Einstein'ın beyninde bulunan normalden farklı özellikler onun neden üstün bir fizik bilgini olduğunu açıklıyor. Einsteüin'in beyninin alt parietal bölgesi normal bir beyinden %l 5 oranında daha geniş. Bu genişliğin sebebi parietal bölgedeki bir yarığın beynin normalden farklı şekilde oluşmasını sağlaması. Bu sayede beyin hücreleri ve nöronlar birbirleriyle daha iyi bağlantı kurabiliyor ve daha kolay beraber çalışabiliyor. Bulguların Einstein'in neden bir matematik dehası olduğunu açıkladığını düşünüyorlar; zira Einstein'ın beyni genel olarak diğer beyinlere benziyorsa da, beynin matematiksel düşünce ve boyutlu, hareketli düşünebilme yeteneğinin kontrol edildiği merkez Einstein'da normal beyinlere göre çok daha büyük, ingiliz bilim yayın organı The Lancet'a konuşan, araştırma heyetinin başkanı Prof Sandra VVitelson, "Einstein'ın beyninde tesbit ettiğimiz sıradışı anatomi onun nasıl farklı düşünebildiğini açıklıyor.

Einstein kendi bilimsel düşünme sistemini 'Kelimelerin pek bir fonksiyonu yoktur" sözleriyle anlatırdı. O, kelimeler yerine görsel boyutla ilgiliydi ve şekillerle düşünürdü" diyor. Einstein'ın beyni 35 erkek ve 56 kadınınkiyle kıyaslandı. Bu insanların ortalama zekâ seviyesi M 5. Bu beyinlerin sahipleri arasında şarkıcılar, mimarlar ve işçiler gibi değişik gruplardan insanlar var. Einstein'ın beyninde parietal bölgedeki farktan başka herhangi bir fark yok. Einstein'ın beyni diğer beyinlerle kıyaslandığında aynı ağır/ıkta. Aşağıdan yukarı ve önden arkaya ölçüldüğünde de hiçbir fark yok. Wiltelson araştırma sonuçlarında zeki olmak için büyük bir beyne gerek olamadığının ortaya çıktığını söylüyor. Araştırmalarda Einstein'ın çok üst bir zekâya sahip olmasının 2 sebebi olduğu belirtiyor: Einstein'ın beyninin aşağı bölgelerinin %15 oranında daha geniş olması ve Sylvian çatlağı denilen yarığın daha az olması. Sylvian çatlağı beynin yanında bulunuyor, doğuştan geliyor ve gelişimle değişmiyor. Einstein küçükken kafası doğumdan hemen sonra biçimsiz olduğu ve konuşması geç geliştiği için annesini çok endişelendirmiş. 3 yaşında konuşmaya başlamış ve bu yaştan sonra da konuşma zorlukları çekmiş. Dr. Witelson, Einstein'ın beynindeki farklılığın nereden kaynaklandığını bilmemekle birlikte genetik olduğuna inanıyor. Beyni araştırmalar için McMaster Üniversitesi'ne götüren Dr. Harvey'in özellikle McMaster üniversitesini seçmesinin sebebiyse araştırma ekibinin başkanı Dr. Witelson'ın 1982'de oluşturmaya başladığı beyin bankası. McMaster Ûniversitesi'nin beyin bankasında bulunan beyinlerin sahipleri ölmeden önce tam amlamıyla bir zekâ ve yetenek testinden geçirilmiş ve yaşlara göre kategorize edilmiş oluyor.


İLGİNÇ BİR NÜKTE: Einstein aktif profesörlük yaparken bir öğrencisi ona sordu: Bu seneki sorular geçen seneki soruların aynısı?"
"Doğru!" dedi yaşlı adam ve ekledi, "Ancak bu sene bütün cevaplar farklı (adam dahi ya, başka bişey demiyorum)

Dünyanın En Akıllı İnsanı !!

DÜNYANIN EN AKILLI İNSANI (süper yazı)

Kendine ben dünyanın en akıllı insanıyım diyen ve bunu notere tasdik ettiren bir insan...

Çok içine kapanık, elleri cebinde, başı önünde dolaşan bir üniversiteliydi. 18 Haziran 1993 günü, derste bir soruya verdiği yanıt nedeniyle 'rezil' oldu. Odasına kapanıp bir kâğıda yazmaya başladı...
"Pasif olmaktan, rezil olma korkusundan kurtulmak zorundaydım. Sosyal hayata girmeliydim. Değişmeliydim. 'Birine 40 kere deli dersen deli olur' sözü aklıma geldi ve başladım yazmaya. Aylarca bulduğum her boş kâğıda 'Ben akıllıyım' yazdım. Sonra işi abartıp 'Ben dünyanın en akıllı insanıyım' yazmaya başladım. Ve artık kendimi dünyanın en akıllı adamı olduğuma öyle inandırmıştım ki..." diye sözlerine başlayan 32 yaşındaki Erdal Demirkıran'ın hayatı böylece birdenbire değişmiş.


İlk tepki babadan
Önceleri kendisine 'deli' gözüyle bakıldığını söyleyen Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu Demirkıran, babasının ilk tepkisini şöyle anlatıyor:

"Babamın karşısına çıkarak, 'Sen dünyanın en şanslı adamısın' dedim. 'Niye?' diye sordu. 'Çünkü sen dünyanın en akıllı insanının babasısın' dedim. Babamdan aldığım yanıt sadece bir kelimeydi: "Ha s...ir."
Bahçelievler 10. Noteri'ne giderek akıllılığını tasdikletmek istedi. Aksi ispatlanamadığı için noter Demirkıran'ın 'dünyanın en akıllı insanı' olduğuna dair kâğıda imzayı bastı. Demirkıran, noterden çıkıp altında 'Dünyanın en akıllı insanı' ibaresinin bulunduğu kartvizit bastırdı.

Edison ampulü, Newton yerçekimini bulmuştu. Demirkıran karar verdi: yeni Edisonlar, yeni Newtonlar yetiştirecekti.
1997 yılında ticaret müdürü olarak görev yaptığı şirketten ayrıldı. Gümüşhane Kelkit'te Kaşna diye anılıyorlardı, 'ş'yi 'sh' yapıp 'Kashna dâhi yetiştirme programı'nı hazırladı.


Yaptığım iş basit
İnsanlardaki referans hastalığına tepki gösteren Erdal Demirkıran, ilk iş olarak "Benim özgeçmişim yok" dedi ve kendine bir 'özgelecek' yazdı:

"Ben dünle ilgilenmem, sadece bugün ve yarınla ilgilenirim. Çünkü düne bakarsam negatif olayları referans alabilir ve hareket alanımı daraltabilirim. Geleceğimi şekillendiren dünün geyiği değil yarının hayalleridir."
Bugüne kadar İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İSKİ, İstanbul Emniyet Müdürlüğü, TEMA Vakfı, Bahçelievler Belediyesi, Lüleburgaz Belediyesi, Çorlu Belediyesi, Birikim Dershaneleri ve Adalet ve Kalkınma Partisi gibi birçok yerde seminer verdiğini söyleyen Demirkıran, "Yaptığım iş çok basit. Ben sadece insanların sahip oldukları değerleri fark etmelerini sağlıyorum. Türkiye topraklarında yaşayanlar çok hızlı çözüm üretiyor. Kürdan bulamadığımızda sigara jelatiniyle dişimizi karıştırırız. Bir İngiliz' in önüne çay koysanız kaşıksız karıştıramaz. Ama biz hemen gözlüğümüzü çıkartır sapıyla karıştırırız. Ama zekâmızı akıllıca kullanmıyoruz" dedi.


Elmalarla karpuzlar

Peki "Neden dünyanın en akıllı insanı da, dünyanın en zeki insanı, dünyanın en büyük işletmecisi değil" sorusuna ise Demirkıran'ın yanıtı kısa ve net:
"Elmaya karpuz diyemezsiniz."
Tabii ki 'dâhi'liğe ilk adım her şeyde olduğu gibi parayla olu-yor. Eğitimlere 10'a kadar saymayı bilen ve 14 yaşından büyük herkes katılabiliyor.

Bilgi için: (0212) 552 00 04-653 93 80 ya da http://www.kashnakashna.com


Demirkıran'dan inciler
Kendini 'kitle değişim uzmanı' diye tanımlayan Erdal Demirkıran, kendisinden ders alma şansı olmayanlar için de bir kitap yayımlamış. Beyaz Sanat Yayınları'ndan çıkan kitaptan bazı inciler:


* Güneş ben sıcağım derse asla ukala olmaz.

* Birileri doğduğumuzda bize sivrisineğin sevimli bir hayvan olduğunu söyleseydi, şimdi bir çoğumuz evde sivrisinek besliyor olurduk...

* Bütün insanlar dâhi olarak doğarlar. Ancak bazıları bunu fark eder ve biz yüzyıllarca tek farkı 'fark etmek' olan insanları konuşur dururuz...

* Yetenek dedikleri, tembeller için iyi bir kamuflajdan başka bir şey değildir...

* Çaresizlik adama ampul icat ettirir

* Daima en iyi ol! Anıların bile ürkütsün insanları. Geldiğin gibi gitme. Geçip giderken, tozu dumana kat. Hayatını anlatılanlarla değil, bildiklerinle yaşa... Bir şeyi yaparken en iyisini yap! Cehennemde bile en iyi sen yan!

21 Mayıs 2008 Çarşamba

Dünyada Saklanan 50 Büyük Sır

(Çok Garip Mutlaka Okuyun Bence...)
xxx Programcısı Jessica Williams, dünyanın röntgenini çekmiş. Tespitlerini ise “Dünyada Değişmesi Gereken 50 Gerçek” adını verdiği bir kitapta toplamış. Seyfi Öngider’in editörlüğündeki Aykırı Yayınevi’nden piyasaya yeni sürülen bu kitap, oldukça ilginç.
“50 gerçek” olarak adlandırılan aykırılıklar, yanlışlıklar veya sorumsuzluklar, ilk bakışta birbiriyle ilintili gözükmeyebilir. Ama her biri, dünyanın çivisinin üzerine bir balyoz gibi iniyor.
“Yokoluş”a doğru hızla sürükleniyoruz.
Kendi ikbalimiz için fır dönerken, bir de dünyanın nasıl döndüğüne bakalım...
İşte, dünyayı tersine çeviren 50 gerçek:


1- Bir Japon kadını ortalama 84 yıl, bir Botswanalı kadın sadece 39 yıl yaşıyor.

2- Dünyadaki obez nüfusun üçte biri, gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor.

3- ABD ve İngiltere, gelişmiş ülkeler arasında en yüksek erken hamilelik oranına sahip.

4- Çin’de 44 milyon kadın kayıp.

5- Brezilya’daki Avon kadınlarının sayısı, asker sayısından fazla.

6- 2002’de idamların yüzde 81’i ABD, Çin ve İran’da gerçekleşti.

7- İngiliz süpermarketleri, müşterileri hakkında hükümetten daha fazla bilgiye sahip.

8- AB’deki her inek için verilen günlük 2.50 dolarlık sübvansiyon, Afrika’nın yüzde 75’inin günlük geçiminden daha fazla.

9- 70’in üzerindeki ülkede aynı cinsten iki kişinin ilişkisi yasak, 9’unda ise cezası ölüm.

10- Dünya nüfusunun beşte biri, günlük 1 dolarında altında gelirle yaşıyor.

11- Rusya’da yılda 12 binin üzerinde kadın aile içi şiddet sonucunda hayatını kaybediyor.

12- 1 yılda 13.2 milyon Amerikalı, estetik ameliyat yaptırdı.

13- Kara mayınları nedeniyle saatte bir insan ölüyor ve sakat kalıyor.

14- Hindistan’da 44 milyon çocuk işçi var.

15- Sanayileşmiş ülkelerde insanlar, günde 6-7 kg katkı maddesi yiyor.

16- Dünyanın en çok kazanan sporcusu golfçu Tiger Woods, yılda 78 milyon
dolar, yani saniyede 148 dolar kazanıyor.

17- Amerikalı 7 milyon kadın, 1 milyon erkek yeme bozukluğu çekiyor.

18- 15 yaşındaki İngilizler’in yarısı uyuşturucu kullanmış, dörtte biri sigara içiyor.

19- Washington’daki lobi endüstrisinde 67 bin kişi, her seçilmiş kongre üyesi için 125 kişi çalışıyor.

20- Motorlu araçlar dakikada 2 insanı öldürüyor.

21- 1977’den bu yana ABD’deki kürtaj kliniklerinde 80 bin şiddet ve taciz vakası yaşandı.

22- Mc Donalds’ın altın kemerini tanıyanların sayısı, Hıristiyan tacını tanıyanlardan fazla.

23- Kenya’da bir ailenin gelirinin üçte biri rüşvete gidiyor.

24- Dünyadaki yasadışı uyuşturucu pazarı 400 milyar dolar.

25- Amerikalılar’ın üçte biri, uzaylıların geldiğine inanıyor.

26- 150’den fazla ülkede işkence var.

27- Her gün dünya nüfusunun yedide biri, yani 800 milyon insan aç kalıyor.

28- Amerikalı siyah erkeklerin hapse girme ihtimali, yüzde 33.

29- Dünyanın üçte biri savaş halinde.

30- Petrol rezervleri 2040’da tükenebilir.

31- Sigara içenlerin yüzde 82’si gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor.

32- Dünya nüfusunun yüzde 70’i, bugüne dek hiç çevir sesi duymadı.

33- Silahlı çatışmaların dörtte biri, doğal kaynakları ele geçirmek için yaşanıyor.

34- Afrika’da 30 milyon kişi AIDS.

35- Her yıl 10 dil ölüyor.

36- İntiharla ölenlerin sayısı, çatışmalarda ölenlerden fazla.

37- ABD’de her hafta ortalama 88 öğrenci sınıfa silah getiriyor.

38- Dünyada en az 300 bin düşünce suçlusu var.

39- Her yıl 2 milyon genç kız ve kadın sünnet ediliyor.

40- Silahlı çatışmalarda 300 bin çocuk asker savaşıyor.

41- İngiltere’de 2001 seçimlerinde 26 milyon kişi, Pop Idol’un ilk sezonunda 32 milyon kişi oy kullandı.

42- ABD, pornografiye yılda 10 milyar dolar harcıyor.

43- ABD, “haydut devlet” diye ilan ettiği 7 ülkeden 33 kat daha fazla askeri
harcama yapıyor.

44- Dünyada 27 milyon köle var.

45- Amerikalılar çöpe saatte 2.5 milyon plastik şişe atıyor, yani her üç haftada
bir Ay’a ulaşmaya yetecek uzunlukta şişe birikiyor.

46- Sıradan bir İngiliz, günde yaklaşık 300 defa kameraya yakalanıyor.

47- Her yıl 120 bin kadın veya genç kız, Batı Avrupa’ya satılıyor.

48- Yeni Zelanda’dan İngiltere’ye uçakla getirilen bir tane kivi, atmosfere
kendi ağırlığının 5 katı sera gazı salıyor.

49- ABD’nin, BM’ye 1 milyar dolardan fazla borcu var.

50- Yoksul aile çocuklarının psikolojik sorun yaşama ihtimali, zengin aile
çocuklarına göre 3 kat daha fazla..

Mucize Gerekli ve Kurtuluyor (Ağlamayın)

MUCİZE (Gözleriniz Dolacak)

En olmayacak yerde
En olmayacak zamanda
En olmayacak olay
Her zaman ve her yerde olabilir."

Mucize

*Bonita L. Anticola - Kat & Chris*

Sally, küçük kardeşi George hakkında anne ve babasının konuşmalarını duyduğu
zaman yalnızca sekiz yaşındaydı. Kardeşi çok hastaydı ve onu kurtarabilmek
için ellerinden gelen herşeyi yapmışlardı, Georgi'nin yalnızca çok pahalıya
malolacak bir ameliyatla kurtulma şansı vardı fakat bunun için yeterli
paraları yoktu. Babasının, umutsuz bir biçimde annesine şöyle fısıldadığını
duymuştu Sally: "Yalnızca bir mucize onu kurtarabilir." Bu sözleri duyar
duymaz, usulca kendi odasına yürüdü Sally. Domuz biçimindeki kumbarasını
gizlediği yerden çıkartarak içindeki paraları yavaşça yere dökerek saymaya
başladı. Yanılgıya düşmemek için tam üç kez saydı kumbaradan çıkardığı bozuk
paraları. Sonra hepsini cebine koyarak aceleyle evden çıkıp, köşedeki
eczaneye gitti. Eczacının dikkatini çekebilmek için büyük bir sabırla
bekledi. Eczacı çok yoğundu ve bir adama ilaçlarını nasıl kullanacağını
anlatıyordu. Bu yoğun çalışmanın arasında sekiz yaşındaki bir çocukla
ilgilenmeye hiç niyeti yoktu ama Sally'nin beklediğini görünce "Evet, ne
istiyorsun söyle bakalım" dedi. "Biraz acele et, gördüğün gibi beyefendiyle
ilgileniyorum" diyerek yanındaki şık giyimli adamı gösterdi. Sally
"Kardeşim" dedi. Sessizce yutkunduktan sonra devam etti: "Kardeşim çok
hasta, bir mucize almak istiyorum." Eczacı Sally'e bakarak "Anlayamadım"
dedi. "Şeyy, babam 'Onu ancak bir mucize kurtarabilir' dedi, bir
mucize kaç paradır, bayım?" Eczacı Sally'e sevgi ve acımayla baktı bu kez:
"Üzgünüm küçük kız, biz burada mucize satmıyoruz, sana yardımcı
olamayacağım" dedi. Sally o kadar kolay vazgeçmek istemedi. Eczacının
gözlerinin içine bakarak "Karşılığını ödemek için param var benim, bana
yalnızca fiyatını söylemeniz yeterli" dedi. Bu arada Sally ve eczacının
yanında bekleyen iyi giyimli bey Sally'e dönerek "Ne tür bir mucize
gerekiyor
kardeşin için küçük hanım? diye sordu. "Bilmiyorum" dedi Sally. Sonra
gözlerinden aşağı süzülen yaşlara aldırmaksızın devam etti: "Tek bildiğim, o
çok hasta ve annem ameliyat olmazsa kurtulamayacağını söyledi ve ailemin de
ameliyat için ödeyebilecekleri paraları yok. Ama babam 'Onu ancak bir mucize
kurtarabilir' deyince ben de paramı alıp buraya geldim." "Ne kadar paran
var?" diye sordu iyi giyimli adam. "Bir dolar ve onbir sent" dedi Sally. "Ve
dünyadaki tüm param bu!" "Bu iyi bir şans, küçük kardeşini kurtarmak için
gerekli olan mucize için yeterli bu para" dedi, iyi giyimli adam. Adam bir
eline parayı aldı, öteki eliyle de Sally'nin elini tutarak "Beni yaşadığın
yere götürür müsün lütfen?" diye sordu. "Küçük kardeşini ve aileni tanımak
istiyorum" dedi. İyi giyimli adam Dr. Carlton Armstrong'du ve George için
gerekli olan ameliyatı yapabilecek tanınmış bir cerrahtı. Ameliyat başarıyla
sonuçlanmış ve aile hiçbir ödeme yapmamıştı. Hep birlikte mutluluk içinde
evlerine döndükleri zaman hâlâ yaşadıkları olayların etkisinden
kurtulamamışlardı. Anne "Hâlâ inanamıyorum. Bu ameliyat bir mucize! Doğrusu
maliyeti ne kadardır merak ediyorum" dedi. Sally kendi kendine gülümsedi. O
bir mucizenin kaça malolduğunu çok iyi biliyordu. Tam tamına bir dolar ve
onbir sent!...

Dünya Yaratıldığından Beri Kaç İnsan Öldü ??

Dünya yaratılalı kaç insan öldü? (garip araştırma :d)
Bugüne kadar 110 milyar insanın doğup öldüğü saptandı. 1927’de 2 milyar olan dünya nüfusu, 72 yılda üçe katlanarak 6 milyarı aştı. 2050'de ise dünya nüfusunun 12 milyar olacağı tahmin ediliyor.On binlerce yıl önce yiyecek bulma ve hayatta kalma mücadelesi veren insanoğlunun geçmişine ait kesin nüfus bilgilerine ulaşmak mümkün olmasa da, bilim adamları elde edilen arkeolojik bulgulara dayanarak dünya nüfusunu bulmaya çalışıyor.

BM’İN RAPORUNA GÖRE

Birleşmiş Milletler (BM) Nüfus Fonu'nun 2008'de ortaya koyduğu çalışmalarına göre, insanlık tarihi boyunca 110 milyar insan dünyaya geldi. Bazı araştırmacılar, bugüne kadar dünyada yaşayan insan sayısının 60-110 milyar arasında olduğunu tahmin ederken, bazıları da 200 bin yıldır 70 milyar insanın doğup öldüğünü savunuyor.

BUGÜNKÜ NÜFUS 6.6 MİLYAR

Öte yandan, ABD'den Stony Brook Üniversitesi, IBM Araştırma Merkezi ve İsrail Rambam Tıp Merkezi'nin birlikte yaptığı araştırma da, 70 bin yıl önce dünyada yaşanan büyük kuraklığa ilişkin gerçekleri ortaya koydu. Doğu Afrika'da yaşanan felaket nedeniyle insan soyu tükenme noktasına geldi. Bugün 6,6 milyara ulaşan dünya nüfusunun o dönemde sadece 2 bin olduğu da öne sürüldü.

72 YILDA ÜÇE KATLANDI

1802 yılında 1 milyar olan dünya nüfusu 125 yılda iki kat artarak 2 milyara ulaştı. 20. yüzyılın son 70 senesinde dünya nüfusu tarihte en fazla yükselişini gösterdi. 1927 yılında 2 milyar olan dünya nüfusu, 72 yılda üçe katlanarak 12 Ekim 1999'da 6 milyarı aştı. Nüfus, 2007 Haziran'ında 6,6 milyarın yıl sonunda ise 6 milyar 640 milyonun üzerine çıktı. BM, dünya nüfusunun 2010 yılında 7,2 milyara, 2020'de 8,5 milyara, 2030'da 9,6 milyara ve 2040'da da 10,3 milyara ulaşacağını tahmin ediyor. 2050 yılında ise bu rakam şu andakinin tam iki katına çıkarak 12 milyar olacak.

NÜFUSUN YÜZDE 20’Si ÇiNLi

2005 yılı rakamlarına göre dünyada nüfusu 1 milyarın üzerinde sadece iki ülke bulunuyor. 1 milyar 320 milyonluk Çin dünya nüfusunun yüzde 20'sine, 1 milyar 120 milyonluk Hindistan da toplam nüfusun yüzde 17'sine sahip. ABD'nin 304 milyon, Endonezya'nın 225 milyon ve Brezilya'nın 186 milyon nüfusu bulunuyor. Türkiye ise, 73 milyonluk nüfusuyla en kalabalık 17. ülke konumunda yer alıyor.

Türkiye Bayağı İyimiş yaw...

Sperm Politikası İçin, Spermlerinini Karaborsada Satıyor...



Sperm bağışlama politikasını protesto etmek için spermlerini karaborsada satıyor.

Sperm bağışıyla 27 çocuk yaptı.
Avustralya'da 59 yaşındaki bahçıvan John Mayer, hükümetin katı sperm bağışlama politikasını protesto etmek için spermlerini karaborsada satıyor. Şimdilik 2 nesilden 27 çocuğun biyolojik babalığını yapan Mayer, her ay bir kadına sperm bağışladığını söylüyor.

Burdada Veriliyosa Bende Verebilirim Yani :D

78 Çocuklu Babanın Hedefi 100 Çocuk Yapmak

Birleşik Arap Emirliklerinde yerel bir gazetenin haberine göre, 60 yaşındaki 78 çocuklu ve tek bacaklı baba, 2015 yılında 100 çocuk hedefine ulaşmak için kendine yeni iki gelin adayı arıyor...

Daad Mohammed Murad Abdul Rahman'ın hayatı boyunca 15 karısı olmuş. Yenileriyle evlenmek için yasal olan 4 eş limitini aşmamak zorunda ve bu yüzden devamlı boşanmak zorunda.

Yerel gazetenin haberine göre Abdul Rahman, "2015 yılında 68 yaşında ve 100 çocuk babası olacağım," dedi. Abdul Rahman, hedefine ulaştıktan sonra "evlenmeyi bırakacağını, fakat şu anda yüzyıla damgasını vurmak için en az iki ya da üç kere daha evlenmesi gerektiğini" söyledi.

Yerel gazete bu haberi ilk sayfadan yayınladı ve Abdul Rahman'ın, en büyüğü 36 yaşında ve en küçüğü 20 günlük olan çocuklarıyla çevrili bir resmini koydu. Şu andaki 3 eşinden iki tanesi de hamile.

Abdul Rahman ve geniş ailesi tam 15 adet evde yaşıyorlar. Ailesini askeriyeden aldı emekli maaşıyla ve Birleşik Arap Emirlikler'ni oluşturan yedi emirlikten biri olan Ajman hükümetinin yardımıyla geçindiriyor.

Arap ülkeleri erkeklere-çoğu tek eşliliği seçse de-aynı anda 4 kadınla evli olmaya izin veriyor. Birleşik Arap Emirlikleri Müslüman bir ülke fakat dünyanın her yerinden gelen göçmenlere ev sahipliği de yapıyor.

Toptanca Yuh Diyoruz Başka Bişey Demiyoruz... :D

20 Mayıs 2008 Salı

Kadın-Erkek Farklara BAKIN yA :d

Buyruuuuuuuun;

Bir kadın "kadınların erkeklerden üstün olan özelliklerini" yazmış bir

"erkek" de ona yanıt vermiş..


Kadın: Kişiliğimiz kullandığımız arabanın beygir gücü ile doğru orantılı
olarak değişmiyor
Erkek: Sizin kişiliğiniz beraber olduğunuz erkeğin cüzdan gücü ile
değişiyor.


Kadın: Kırmızı ışıkta yanımızdaki arabanın bizden önce çıkması yada bir
aracın bizi sollaması hiçbir şey ifade etmez
Erkek: Bizim için de çevremizde diğer hemcinsimizin sahip olduğu
mücevherat veya üzerindeki pahalı giysi hiçbirşey ifade etmez

Kadın: Kas olacak diye bir zorunluluğumuz yok
Erkek: "Sellülitler olmayacak" gibi bir zorunluluğunuz var ama...


Kadın: Aşık oluyoruz.... korkmadan.
Erkek: Biz de oluyoruz.... azıcık ödümüz patlıyor ama sebep olanlar
UTANSIN...!

Kadın: Evde, banyoda, kıl-tüy dökmeyiz.
Erkek: Küvetteki, lavabodaki, yataktaki ve yemekteki saçların çoğu size
ait.

Kadın: Her sabah tıraş olmak zorunda değiliz.
Erkek: Valla ben tıraş olmayı ağda yaptırmaya tercih ederim şahsen.

Kadın: Biri birimizin ağzını yüzünü kırdığımız sporlar yapmıyoruz.
Erkek: Vahşi bakışlarla birbirinizin gözünü oyduğunuz kıskançlık
haset,çekememe sporlarıyla yeterin ce uğraşıyorsunuz.

Kadın: Hiç iki kadının silahla oynarken birbirini vurduğunu duydunuz mu?
Erkek: Hiç iki erkeğin "aman tanrım benim elbisemin aynısını giymiş"
diye mahvolduğunu duydunuz mu?

Kadın: Horlamıyoruz
Erkek: Halt etmişsiniz, hatta hıçkırmıyor, geğirmiyor ve hapşırmıyorsunuz
da. Yoksa siz insan değil misiniz?? Size Afrodit diyebilir miyim? )


Kadın: Az bildiğimiz bir şey üzerinde çok fazla konuşabiliriz.
Erkek: Yani > çok konutup hiç bir tey söylemezsiniz

Kadın: Birbirimize eşek şakaları yapma adetimiz yoktur.
Erkek: Çevrenizde ki diğer hatunlar hakkında senaryo dedikodular üretme
alışkanlığınız var ama

Kadın:TÜKÜRMEYİZ
Erkek: KIRITMAYIZ!!


Kadın: Sanat eserlerinin % 90'ı kadınlardan esinlenilmişdir.
Erkek: Sanat eserlerinin % 90'ı erkekler tarafından yapılmışdır.

Kadın: Uzağa işeme, uzağa tükürme, yüksek sesle geğirme gibi aptalca
karizma krikolarımız yok
Erkek: Ortamın en güzeli olma, en zayıf olma, en pahalı giyineni olma,en
zengin kocayı bulma gibi krikolarınız var ama

Kadın: Askere gitmiyoruz
Erkek: Hamile kalmıyoruz

Kadın: Kol saatimiz de aynı zaman da hesap
makinesi,takometre,barometre,termometre ve radyo olması gerekmiyor.
Erkek: Çantamızda ruj, allık, pudra, yedek çorap,ıslak mendil, vs
taşımamız gerekmiyor.

Kadınoğum günü, evlilik yıldönümü gibi özel günleri parmağımıza kırmızı
iplik bağlamadan da hatırlayabiliyoruz
Erkek: Ütüyü fişde, yemeği ocakta, arabanın anahtarını kontakta
unutmuyoruz.Bunlar daha faydalı.....

Kadın: Ortalıkta alakasız her türlü nesne ve sözcükten cinsel çağrışımlar
çıkarıp günün yarısını seks düşünerek geçirmeyiz...
Erkek: Valla geyik olsun diye yapıyoruz. Hem siz günün yarısını
güzelleşmeğe çalışarak geçiriyorsunuz. HANGİ AMAÇLA : ))

Kadın: Kel olmuyoruz (pu ha ha ha)
Erkek: AMA GÖĞÜSLERİNİZ SARKIYOR!!!

Yoksa Sen Melek misin??

Dehşet bir yazı;

Apartmandan çıkar çıkmaz soğuk hava yüzüne çarptı, ama onun zihni hâlâ az önce okudukları bir cümleye takılı kalmıştı: "Allah duâları işitir ve kabûl eder..." Dalgın bir halde arabasını çalıştırdı ve evine gitmek üzere yola koyuldu. Ana caddede ilerlerken, birden garip bir duygu doğdu kalbinde. Bu duygu arabayı durdurup bir kutu süt almasını söylüyordu. Önce kulak asmadı ve arabasını sürmeye devam etti. Ama aynı duygu bu defa daha güçlü bir şekilde benliğini sardı. İçinden geleni yaptı ve yeniden yola koyuldu. Bir sokağın ağzından geçiyordu ki, içindeki ses bu defa ona "O sokağa sap!" diye emretti. Birkaç ev geçtikten sonra da, durmasını söyledi. Arabayı sağa çekti ve etrafına bakındı. Şu emir geldi: "Git ve sütü karşı evdeki insanlara ver!"
Tereddüt etti uzunca zaman. "İsterlerse bana aptal gözüyle baksınlar.” deyip, karşıdaki evin zilini çaldı. Koşuşturmalar, gürültüler duydu. "Kimsin? Ne istiyorsun?" dedi içerden bir erkek sesi. Oradan uzaklaşmak istedi ama o anda kapıyı fakir görünümlü bir adam açtı.
"Buyrun?" diyen ev sahibine sütü uzattı. "Bunu size getirdim." der demez, adam sütü aldığı gibi içeri koştu. Daha sonra bir kadın mutfağa doğru geçti. Onu izleyen adam kucağında ağlayan bir bebekle yanıma geldi. Adamın gözlerinden de sicim gibi gözyaşları dökülüyordu. Yarı ağlayarak şunları söyledi: “Şehre geleli iki ay oluyor. Hâlâ iş bulamadım. Dostun, ahbabın yardımlarıyla bugüne kadar geldik. Ama bugün bebeğimize süt alacak paramız kalmadı. Hanımım devamlı duâ ediyordu; [Allahım! Bize bir meleğinle süt gönder!] diye. Yoksa sen, insan şekline giren bir melek misin?..”
Genç adam cüzdanını zorla adamın eline tutuşturup, kelimeler boğazında düğümlenirken arabasına doğru yürüdü...

Akıl Oyunu Sorusu (çözeceksen buyrun)

ÖnceOkuyun;

Bir kabilede kadinlar Pazartesi, Sali, carsamba günleri

erkekler ise Persembe, Cuma, Cumartesi günleri
yalan söylemekteler, diger günlerde ise dogruyu söylemektelermis.

KADIN: Dün yalan söylüyordum.

ERKEK: Ben de.

SORUMUZ: Bugün günlerden nedir?

NOT: Bu soru Akil Oyunlari sampiyonasi 2006 Eleme Sinav Sorusudur.


Başarılar diliyorum arkadaşlar hepinize...Bakalım hangi dostumuz çözücek sorumuzu?

Ona ANNE De Yeter Gözyşlarınızı Tutabldinizmi?

Süper bir yazı...;
Annesinin karnındaki bebek doğumundan önce Tanrıyla konuşur:

Bebek:Tanrım dünyaya gideceğim ama orada ne yapacağımı bimiyorum
Tanrı:Senin için bir melek yarattım.O seninle ilgilenecek
Bebek:Tanrım onların dilini bilmiyorum.nasıl anlaşacağım?
Tanrı:Senin için yarattığım melek,sana onların dilini öğretecek.
Bebek:Tanrım dünyadaçok kötülük varmış Nasıl başa çıkacağım?
Tanrı:Meleğin seni canı pahasına koruyacak.Sakın korkma.
Derken melekler gelir,dünyaya gitme zamanının geldiğini söylereler
Bebek,tanrının huzurunda götürülürken tekrar sorar.
Bebek:Tanrım benim için yarattığın meleğin adı ne?
Tanrı:Adının hiç önemi yok.Ona ANNE de yeter.

Muhteşem Bir Test Mutlaka Beğeniceksiniz...

Bu mesajın sonunda sana bir soru sorulacak.Hemen yanıtla. Durup düşünme aklına ilk gelen şeyi söyleyiver. Bu eğlenceli bir "test"... VE ayni zamanda biraz acayip (çok acayip)!Bir dene, sonra tanıdıklarına yolla. Böylece kaç insanin seninle ayni orana düştüğünü göreceksin. Konu satırına kendinin %98'de veya %2'de olduğunu yazmayı unutma. Bunun ne demek olduğunu "test"i bitirdikten sonra anlayacaksın.

Simdi... aşağıdaki talimatları olabildiğince çabuk yerine getir. Bir hesabi bitirmeden ötekine geçme.. Yanıtları yazmak veya hatırlamak zorunda değilsin. Sadece kafadan hesaplayarak cevap ver geç. Şaşıracaksın.Basla:

Aşağıdaki toplamlar kaç ediyor:

89 + 2 Devam


12 + 53


75 + 26


25 + 52


63 + 32


Biliyorum! Hesap yapmak zor is, ama neredeyse bitti...


Hadi. tek bir tane daha...



123 + 5


CABUK! BIR RENK VE BIR ALET DUSUN!


Aşağıya devam et...


Biraz daha...



Aklına kırmızı bir çekiç geldi, değil mi?



Eğer verdiğin cevap bu değilse, sen anormal sayılmasa da farklı bir akla sahip olan %2 insandan birisin. İnsanların %98'i bu alıştırmayı yapınca kırmızı bir çekiç diye yanıtlıyor.
Buna inanmıyorsan, bunu çevrene yolla, göreceksin. Konu satırına %98 grubunda veya %2 grubunda olduğunu yazmayı unutma ve o şekilde herkese yolla. Sana yollayan kişiye de yolla.
enteresan bir test :D

Mide Bulandıran Restaurant (çok garip)

Evet Buyrun, Süperler Dımı:D

Taipei, Tayvan'da açılan "Modern Tuvalet", tuvalet dekoru ve menüsündeki kimi yemekleri ile "ilgi çeken" bir restoran.


Restorandaki 100 koltuğun tümü klozetlerden oluşuyor.


Restoranda en çok ilgi çeken ürünse hiç şüphesiz, "garip görünüşlü" dondurmaları...

































19 Mayıs 2008 Pazartesi

Azgın Kızlar Çullanıyo

Bi kız yurdunda kalan 8 azgın öğrenci, bi gece "eğlenmek" istemiş. Kampüs şehir dışında, neredeyse köylük bi yerdeymiş. Bunlar etrafta dolanırken bi çobana rastlamışlar. Zaten akıllarında tek bi'şey varmış, bunu uygulamak için de aradıkları kurban karşılarındaymış işte. Zavallı adamın üzerine çullanıp sımsıkı bağlamışlar. Elbiselerini parçaladıktan sonra tahrik olmasını sağlayıp, ereksiyon olmuş penisini dibinden bağlamışlar. Böylece dolaşımı engelleyerek penise dolan kanı orada tutmuşlar.

Bundan sonra da kızların zevk alemi başlamış. Her biri çobanla, onlarca kez ilişkiye girmiş. Adam zaten açlık içinde olduğundan, başlarda çok hoşuna gitmiş. Her seferinde orgazm oluyomuş ve o bağlama olayından dolayı da ereksiyonu devam ediyomuş. Kızlar gecenin kör karanlığında, saatlerce adamın üstünden inmemişler.

Sabah o yörenin sakinleri çobanın cansız bedeniyle karşılaşmış. Adamcağız hala daha ereksiyon halindeymiş. Ölüm sebebi ise kalp kriziymiş. Soruşturmayı yürüten jandarma sonuca epey yaklaşmış ama, rektör, bütün nüfuzunu kullanarak, çıkacak skandalın korkusuyla olayın üstünü örtmüş...
:S

Fuck Ne Demek Biliyormusunuz?

Ingiltere tarihinin en kanli ve dramatik zamanlarindan biri kral VIII. Henri zamanidir... Veba, katliam, savaslar, uzak diyarlarda somurgelere gidenler, orada kaybedilenler ve buna benzer sebeplerle ulkenin nufusu neredeyse yari yariya dusmus, Kral ulkesinin geleceginden ciddi bir bicimde endiselenmeye baslamistir. Ama yaptirdigi arastirmalar
sonucunda ulke hapisanelerinde cok sayida serseri, hirsiz katil vs. ve cok sayida fahise oldugunu tesbit etmis ve nufus artisini saglayabilmek amaciyla kral kontrolunde hapisanelerde ciftlesmeler organize etmistir. Dunyaya getirilen cocuklari da Ingiliz Kraliyeti, yetistirme ve topluma katma isini ustlenmistir. Bu nufus arttirma islemine "Fornication Under Control of the King" yani "Kral kontrolunde zina" denmis ve FUCK olarak kisaltilmistir. Bu Fuck islemleriyle Ingiltere nufusu 10 yil icersinde 2 ye katlanmistir."Fuck" kelimesi de ingilizceye buradan girmistir. Bu olayin Tarih kitaplariyla sabiti dogrudur.
garip yaw...

Bir Kaç Şey Karala Resmini Çizsin

Öle nette dolanırken gözüme çarptı paylaşiyim dedim, umarım beğenirsiniz...
http://www.sketchswap.com/

Sinirlenince Sakın Bişey Yapmayın

Merhaba arkadaşlar İnsan bazen gerçektende cok sinirlenir Nelere mi?
İzinsiz bi eşyası kullanıldıgında,arkadaşına bisiklete binmesi için izin verdiğinde fakat bozuldugunda yaptırmamasına,kardeşini döven birisine,surekli uğraşıpta çalımlayamadığı birine,sürekli uğraşıpta tekrardan bozuldugunu gören bir cisme,logolarını yıkan kardeşine,birisine yalan sölediğinde dier kişinin sölediği yalanı acıklamasına sinir olur....
Bu sinir anında gözünüz hiçbirşeyi görmez sizden 2 yaş büyük bir insanı bile kolayca haklayabilirsiniz.Fakat bunu engellemek için bir cismi ısırın veya kolunuzu acımayan bi yerinizi ısırın olaydan 2 3 saat geçtikten sonra bu işleri yapan kişiye siniriniz geçmiş olacaktır fakat bazı olaylar vardır hiç geçmez bunlar özel konulardır bunları önleyebilecek hiçbirşey hiçkimse yoktur sizin için canını verebilecek kadar seven birini bile tersleyebilirsiniz bu yüzden
Önerim:Sinirlendiğinizde sakın ama sakın uygulamaya geçmeyin uzaklaşın sonra yapan kişiyle konusun birdaha yapmaması şeklinde uyarın!...

Kaşık Bükme (Yamultma) Hilesi










Nasıl Yapılır?
İlk önce istediğiniz bir kaşığı alın bir masaya koyun.İstedğiniz sertlikde olabilir.Şimdi resimde gördüğünüz gibi kırmızı renkli bir çizgi var kaşığın üstünde bu çizginin tepe noktasını bulun.Yani demek istediğim kaşığın sapının en tümsek noktasını bulun.Ve resimdeki mavi nokta bu tepe noktasını belirttim.Sizler göz kararı bulabilirsiniz.Şimdi ;

1 ) Baş parmağınızı bu tepe noktasına ( mavi nokta ) buraya koyun.

2) İşaret parmağınızı bu tepe noktasının (mavi noktanın) arkasına koyun.Tam arkakasına gelecek şekilde olmalı.

3) Olabildiğince kuvvetli bastırın.Başparmak ve işaret parmağınızla ikisindede güç kullanın

4) Kaşığın başında sarı halkanın olduğu kısma bakın ve bastırma sonucu orda bir koyuluk hissedeceksiniz.Metal kaşık rengi koyulaşacak çok azda olsa farkedeceksiniziniz.

5) Renkde koyulaşma olunca başparmağınızdaki kuvveti sıfıra indirin ve işaret parmağınızla bastırmaya çalışın ama bu nokta çok önemli !!.3. madde de Başparmak ve işaret parmağınızla ikisindede güç kullanın dedim.İşte başparmağınızdaki gücü kullanmayacaksınız bu evrede sadece işaret parmağınızla güç kullanacaksınız.ama başparğınızıda kaşıkdan çekmiyeceksiniz.Peki bu nasıl olacak ? Sadece beyninizde düşünün bütün gücü işaret parmağınıza verdiğinizi düşünün.İlk denemelerde zorlanacaksınız ama başaracaksınız.

6 ) Sadece işaret parmağınıza verdğiniz güç ile resimde gördüğünüz gibi yeşil olan halkanın orda koyulaşma olacak.Bu demek oluyorki kaşığın temel noktalarının direnişlerini düşürdünüz.

7) Son olarak baş ve işaret parmağınızla olabildğince gücünüzü son olarak aynı noktaya kullanın ve Sarı halkadaki koyulaşma kaybolup kaşık bükülecektir.Birazdaha uzatırsanız kırılacaktır.

Tavsiyeler : İlk başta ince kaşıklarda deneğin.Dikkatinizi dağıtacak ortamda bulunmayın.Renk koyulaşmalarını dikkatlice bakın.Kaşığın içi size doğru baksın ve yan tutatrak işlem yapın.

NOT: Çok fazla zorlarsanız,kaşık kırılacaktır

Einstein Bu Soruyu 24 Saatte Çözdü, Siz Kaç Satte Çözüceksiniz?



bu soruyu einstein 24 saate yakın bir zamanda çözmüş
soru şöyle:
orda bulunan topu her kareden geçecek çapraz gitmek yok en sonunda bulunduğu yere geri gelecek ve de her kareden yanlızca bir kere geçilebilir. oldukça zor ben günlerdir uğraşıyorum çözemedim umarım sizler çözersiniz... :D

11 Milyar Yıllık Galaksiler Yaşıyor...

Astronomlar 11 milyar yaşındaki galaksileri gözlemledi...









Hubble teleskobu ile gözlem yapan astronomlar, evrenin büyük olasılıkla çok sayıda yıldızla kaplı olduğu genç dönemlerinden kalma 9 yeni galaksi keşfetti.
ABD’nin Yale Üniversitesinde yapılan gözlemde tespit edilen ve 11 milyar ışık yılı uzakta bulunan, diğer deyişle gök bilimcilerin galaksilerin 11 milyar yıl önceki ışıklarına baktıkları 9 galaksi (gökada), evrenin 3 milyar yaşından daha genç olduğu döneme ait.
KÜTLESİ GÜNEŞ'İN 200 MİLYAR KATI

Yeni gözlenen galaksilerin her birinin kütlesinin Güneş’in 200 milyar katı ve 5 bin ışık yılı genişliğinde olduğunu belirten astronomlar, Samanyolu galaksisinin ise Güneş’in 3 milyon katı kütlesi bulunduğunu ve şu anda 100 bin ışık yılı genişliğinde olduğunu kaydetti.
İNANILMAZ BİR HIZLA YILDIZ OLUŞTURUYORLAR
Bu galaksilerin inanılmaz bir hızla yıldız oluşturduklarını ve her birinin mevcut büyük galaksiler kadar yıldız içerdiğini belirten araştırmanın başındaki Pieter G. an Dokkum, şimdiye dek bu kadar uzakta böylesine sıkışık ve yoğun bir büyük galaksi gözlemlemediklerini söyledi.
11 MİLYAR YIL

Van Dokkum, bu galaksilerin 11 milyar yıl sonra çok değişmiş, en az 5 kez genişlemiş olmaları gerektiğini belirterek, "Diğer galaksilerle çarpışarak genişleyebilirler, ama bu çarpışmalar tam olarak bu genişlemenin yanıtı değil" diye konuştu.
KARANLIK MADDE
Van Dokkum, bu galaksilerin bu denli yoğun olmalarının bir nedeninin, genç evrende karanlık madde ile hidrojen gazının birbirleri arasındaki etkileşimi olabileceğini belirtti. Van Dokkum, evrenin kütlesinin büyük bölümünü oluşturan görünmez karanlık maddenin, teorik Big Bang patlamasından hemen sonra evrende düzensiz ve eşitsiz bir biçimde yayılmış olabileceği görüşünü dile getirdi.
SANİYEDE 500 KİLOMETRE HIZLA DÖNÜYOR

Teoriye göre, görünmez karanlık madde birikintisi içinde hapsolan hidrojen gazı, görünmez maddenin çekim girdabı içinde hızla dönerek büyük bir ivmeyle yıldızları oluşturmaya başladı. Astronomlar, bu galaksilerin kütlesi temelinde, yıldızların kendi galaktik diskleri etrafında saatte 890 bin ile 1 milyon mil (saniyede 400 ila 500 kilometre) hızla döndüklerini tahmin ediyor. Bugünün galaksilerinin yıldızları ise fiziksel yapı daha genişlediği için bu hızın yarısı kadar hızla dönüyor

Kulak Yaşınızı Ölçün Müzikle

Cep telefonu teknolojisi bilimsel gelişmeleri pek çok sektörden daha sıkı takip ediyor. İnsanın bazı yaşlarda belli frekans aralıklarındaki sesi duyyamadığını belirleyen bilimsel testlerin ürettiği 40 yaş üstünün duyamadığı seslerden üretilen cep telefonu melodisi...

Bu sesi 40 yaş üstü duyamıyor, 40 yaş altı duyabiliyor.. tıklayın test edin...
garip yha deneyin...



TIKLAYIN

Kuru KaLem İle Çizilmiş Bir Resim

Bu Olay Nazi Kamplarında Gerçekleşmiştir ( Gerçektir )

bu olay nazi kamplarında yaşanmıştır....;Kapı açılıyor ve bir nöbetçi asirlere hazırlanın banyo yapmaya gidiyorsunuz diyor. Baba oğluna hadi gidelim bak banyo yapacakmışız diyor ama biliyor ki gaz odalarına götürülüyorlar. Odaya girerken herkesin eline bir sabun veriyorlar kapıyı kapatıyorlar. Millet tavandaki deliklerden gaz gelmesini beklerken gerçekten de su gelmeye başlıyor.Fakat çocuk bir köşede oturmuş bekliyor.Babası hadi gel bak banyo yapıyoruz diyor.Çocuk: İyi de baba. Bu sular nereden çıkacak.:(

18 Mayıs 2008 Pazar

Asyada Ortaya Çıkan Garip Yaratık

Ne olduğu belirsiz yaratık :S







Üç Soru Bir Cevap

Garipmi Dersiniz, Mübarekmi Dersiniz Siz KARAR Verin...

ÜÇ SUAL VE BİR CEVAP

EFENDİM; BANA ALLAH-Ü TEALA’YI GÖSTER DE İNANAYIM DEDİ. ŞİMDİ BU FELSEFİCİ, BAŞININ AĞRISINI GÖSTERSİN DE GÖRELİM!


Mevlana Celaleddin-i Rumi'ye felsefecilerden bir grup geldi. Sual sormak istediğini bildirir. Mevla'na Hazretleri bunları Şems-i Tebrizi'ye havale etti. Bunun üzerine O’nun yanına gittiler. Şems-i Tebrizi Hazretleri mescit de, talebelerine bir kerpiçle teyemmümün nasıl yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler üç sual sormak istediklerini belirttiler.

Şems-i Tebrizi; "sorun" buyurdu. İçlerinden birini sözcü seçtiler. Hepsinin adına o soracaktı. Sormaya başladı:

-"Allah var dersiniz. Ama görünmez, göster de inanalım." Şems-i Tebrizi Hazretleri;

-"Öbür sorunu da sor" buyurdu. O;

-Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz, sonra da ateşle ona azap edilecek dersiniz hiç ateş ateşe azap eder mi? dedi.

Şems-i Tebrizi;

-"Peki öbürünü de sor" buyurdu. O;

-"Ahiret'te herkes hakkını alacak, yaptıklarının cezasını çekecek diyorsunuz. Bırakın insanları canları ne istiyorsa yapsınlar, karışmayın" dedi.

Bunun üzerine Şems-i Tebrizi, elindeki kuru kerpici adamın başına vurdu. Soru sormaya gelen felsefeci, derhal zamanın kadısına gidip, davacı oldu. Ve;

-"Ben, soru sordum, o başıma kerpiç vurdu." Dedi. Şems-i Tebrizi;

-"Ben de sadece cevap verdim." Buyurdu. Kadı bu işin açıklanmasını istedi. Şems-i Tebrizi şöyle anlattı:

-"Efendim, bana Allah-u Teala’yı göster de inanayım dedi. Şimdi bu felsefeci, başının ağrısını göstersin de görelim." Dedi. Şems-i Tebrizi; "İşte Allah-u Teala’da vardır, fakat görünmez. Yine bana, şeytana ateşle nasıl azap edileceğini sordu. Ben buna toprakla vurdum. Toprak onun başını acıttı. Halbuki kendi bedeni de topraktan yaratıldı. Yine bana; "Bırakın herkesin canı ne isterse onu yapsın. Bundan dolayı bir hak olmaz." Dedi. Benim canım onun başına kerpici vurmak istedi ve vurdum. Niçin hakkını arıyor? Aramasa ya! Bu dünyada küçük bir mesele için hak aranırsa, o sonsuz olan Ahiret hayatında niçin hak aranmasın?" Buyurdu. Felsefeci, bu güzel cevaplar karşısında mahçup olup, söz söyleyemez hale düştü.

Cep Telefonu Şarj Eden Sütyen Yaptı Bizim Japonlar



Japon firması Triumph güneş enerjisini biriktirerek cep telefonu şarj etmeye yetecek kadar elektrik üreten "Solar Power Bra" adlı sütyen üretti.

Geçtiğimiz gün Tokyo'da tanıtılan yeşil renkli çevreci sütyen, üzerindeki mini güneş paneli sayesinde elektrik üretiyor. Sütyenin ne zaman satışa sunulacağı açıklanmadı.

Japon firması Triumph güneş enerjisini biriktirerek cep telefonu şarj etmeye yetecek kadar elektrik üreten "Solar Power Bra" adlı sütyen üretti.

Geçtiğimiz gün Tokyo'da tanıtılan yeşil renkli çevreci sütyen, üzerindeki mini güneş paneli sayesinde elektrik üretiyor. Sütyenin ne zaman satışa sunulacağı açıklanmadı.
güzel ve garip bişey :D

Röntgen Kız Kendini İngiltere'de Kanıtladı

İnsanların iç organları ve kemiklerindeki sorunları görebildiği için röntgen kız olarak tanınan Rus Natasha Demnika (17) İngilterede test edildi. The Sun Gazetesi , genç kızın olağanüstü yeteneğini , geçen ekim ayında trafik kazası geçiren ve kemiklerinde birçok kırık olan muhabiri Briony Warden üzerinde denedi. Demnika, muhabirin çenesindeki platin plakadan bacak kemiklerindeki kırıklara kadar her ayrıntıyı tarif ederek yeteğini kanıtladı.
Natasha artık rahatsızlıklarını öğrenmek için kendisine başvuranlardan 10 dolar almaya başlamış.
Garip :D

Kandilli Rasathanesine Sorulan Garip Sorular

bkın bi :D ,

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezinin web sitesine gelen eleştiri, soru ve öneriler merkezdeki çalışanları zaman zaman şaşırtıyor.

İşte o soru ve eleştiriler...

Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezinin, son depremleri yayınladığı web sitesinin, günde 100'e yakın 'Deprem olacak mı?' yönünde ileti aldığı bildirildi.

Ayda ortalama 1 milyon kişinin ziyaret ettiği web sayfasına gelen eleştiri, soru ve öneriler zaman zaman merkezdeki çalışanları bile şaşırtıyor.

Özellikle deprem tartışmalarının arttığı dönemlerde günde 100'e yakın 'Deprem olacak mı?' yönünde iletisi alan yetkililer, her türlü açıklamaya rağmen bu sorunun sorulması üzerine, sitenin altına 'Lütfen deprem olacak mı?' diye sormayın yazılı bir not ekledi.

Ulusal Deprem İzleme Merkezine e-posta yoluyla gelen bazı iletiler şöyle:

-Burada az önce deprem oldu haberiniz var mı?

-Ege Denizi'nin sularının çekildiği ve deprem olacağı söyleniyor? Neden hiçbir bakan İzmir ile ilgilenmiyor?

-Marmara Bölgesi'nde son 15-20 gündür hemen hemen hiç deprem olmuyor. Sizce bunu nasıl yorumlamak lazım?

-Erzincan'da deprem oldu. Ancak sitenizde göremedim.

-Deprem olmayacak mı?

-Yaptığım araştırmalara göre Şanlıurfa'da deprem olabilir öyle görünüyor.

-Deprem olacak mı? Ne olur söyleyin.

-Depremde dışarıda çadırda yatmamız uygun mu sizce?

-Depremlerin hiç mi faydası yok?

-Isparta'da büyük deprem olabilir mi?Kızım orada okuyor. Merak ediyorum.

-Denizli çok pis sallandı, ama sitenizde çok az görünüyor.

-1999 Marmara depremi başta olmak üzere büyük depremler yaşadım. Deprem anında ve sonrasında çeşitli gözlemlerim oldu. Bana soracağınız bir şey olabilir mi?

Donucaz Dediler Öldüler Fakat Dolap Çalımıyodu...

Polonya'daki Lodz kasabasından çıkan tren, dükkanlara dondurma dağıtır. Görevlilerden ikisi, dondurmaları dükkana taşımak için dondurma
dolabının içine girer. O sırada dolabın kapağı kapanır ve içerde
kalırlar. Dolabın kapağını vururlar ama onları duyan kimse yoktur. Öleceklerini anlarlar ve sürekli kendi kendilerine "Donucaz, donucaz..." diye mırıldanırlar. İçlerinden bir tanesi kağıda "Yavaş yavaş tenimiz donmaya başladı, artık dayanamıyoruz." diye yazı yazar. En sonunda bunlar donucaz diye diye donarak ölürler. O akşam onları orada bir kasabalı bulur ve polise haber verir. Olay yerine gelen polis bunların otopsisini yaparak donarak öldüklerini kamuoyuna açıklar.


AMA DOLAP SABAHTAN BERİ ÇALIŞMIYORDUR...

Ev Yapımı Vibratör Çarptı :D (ilginç)

Garip ki ne Garip;
Bu garip haber Polonya'dan. Kendisine "vibratör" yapmaya çalışan genç kadın hastanelik oldu. Evdeki aletler arasında vibratör işlevini yerine getirmeye en uygun alet olarak "el mikserini" gören Joanna Kozlowska, keşfini banyoda deneyince elektrik çarptı. Kadını, kocası hastaneye kaldırdı.

Bir Gecede Göğüsleri Küçülüp Penisi Çıktı !!

Olay Aynen Böyle;

Bugüne kadar kadın olarak yaşayan Myanmar?lı 21 yaşındaki Thin Sandar?ın bir gecede göğüslerinin küçülüp penisinin çıkarak erkeğe dönüşmesi konuşuluyor. 21 Haziran gecesi dolunayda meydana geldiği öne sürülen bu ani dönüşümü ilahi bir işaret olarak algılayan binlerce Myanmar?lı, Thin Sandar?ı görebilmek için yaşadığı köye akın ediyor.

Hayatı boyunca erkek olmak istediğini söyleyen Sandar?ın durumunu araştıran doktorlar, doğum raporunda ?kız? olarak görülen gencin çift cinsiyetli (hermafrodit) olduğu görüşünde. Sandar?ın şu anda tam anlamıyla bir erkeğin vücut yapısında olduğunu belirten doktorlar bu şaşırtıcı değişimin doğruluğundan emin olmak için resmi raporların beklendiğini belirtiyorlar.

17 Mayıs 2008 Cumartesi

Baba Al 20$ bana 1 saatini, ayaırır mısın?

Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki oğlunu kapının önünde beklerken bulmuş...


Çocuk babasına

“baba 1 saatte ne kadar para kazanıyorsun ?” diye sormuş. Zaten yorgun gelen adam

“bu senin isin değil” diye yanıtlamış. Bunun üzerine çocuk
“babacım lütfen bilmek istiyorum” diye yanıt vermiş. Adam,
“illaki bilmek istiyorsan 20 dolar” diye yanıt vermiş. Bunun üzerine çocuk,
“peki bana 10 dolar borç verir misin” diye sormuş. Adam iyice sinirlenip
“benim, senin saçma oyuncaklarına veya benzeri şeylerine ayıracak param yok hadi derhal odana git ve kapını kapat” demiş. Çocuk sessizce odasını çıkıp kapısını kapatmış adam sinirli sinirli bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder diye düşünmüş aradan bir saat geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşmiş ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını düşünmüş belki de gerçekten lazımdı. Yukarı çocuğun odasına çıkmış ve kapıyı açmış. Yatağında olan çocuğa “uyuyor musun ?” diye sormuş. Çocuk,
“hayır” diye yanıtlamış.

“Al bakalim istediğin 10 doları sana az önce sert davrandığım için üzgünüm ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim” demiş. Çocuk sevinçle haykırmış “teşekkürler babacığım”.

Yastığının altından diğer buruşuk paraları çıkarmış adamın suratına bakmış ve yavaşça paraları saymış bunu gören adam iyice sinirlenerek
“paran olduğu halde neden benden para istiyorsun, benim, senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak vaktim yok” demiş. Çocuk,
“ama yeterince yoktu” demiş ve paraları babasına uzatarak
“işte 20 dolar, 1 SAATİNİ BANA AYIRIR MISIN ?” demiş. :(

Önce Düzgün Sonra Atlayarak Okuyun

ilk önce yazıları düz okuyun sonra da bir satır atlayarak okuyun;...

BILL CLINTON ;

TÜrkiye bizim her zaman dostumuz

olan bir ülkedir.Hep onurlu ve bizimle eşit

olmak istemistir, bunu biliyoruz.Çikarlarimiz

her şey demek değil.Dünya barişinin surekliliği

için Türkiye'yi de diğer yoksul ülkeleri de

dostca selamliyoruz.Bu yolda tüm birikimimizi

kullanmak zorundayiz.Türkiye bizim kö-

tü ve iyi günde müttefigimizdi,bir nevi ai-

lemizdir.

SULEYMAN DEMIREL;

Koltuğumda biraz daha oturmak icin

kimseden istekte bulunmam.Demokrasi icin

ne gerekirse yaparim çunku hirstan

arinmak zorundayız.Çağdaş uygarlik yolunda

cosmus bir insanim.Bensiz bir Türkiye

de pekala güzel yönetilebilir.Bunun aksini

düsünemiyorum.Kendim icin bir sey

istiyorsam namerdim.Tersi olsaydi derdim ki;

istiyorum,evet surem uzatilsin ! !


BüLENT ECEViT;

Benim solcu bir politikacı olduğuma

kuşku duyulamaz. Yolumdan döndüğüme

hala inanalar varsa, onların akıllarına

hayret ederim. Her kesimden sabit fikirlilere

şaşarim. Aslolan her zaman ve her konuda

halkın isteğidir. Sağcıların kıblesi ise hep

Amerika Birlesik Devletleri'dir. Ben de

halkım için varım ve tüm hizmetlerimle

onların bir memuru olmaktan kıvanclıyım.



MESUT YILMAZ;

Benim dürüst parti lideri imajım

herseyden önemlidir. Ben başka liderler gibi

halki kandırmak amacıyla tasarlanmış

oyunlara girmem. Bu benim icin sakınılacak

bir görünümdür. Ekonomiyle ve borsayla

görevim gerektiği kadar ilgiliyim. Halkimla

içli dışlıyım ve bu ilişkilerim sayesinde

toplumda degerli bir yerim var. Sanılmasın ki

yakın çevremi ihya ederim...

SiMDi iLK SATiRDAN iTiBAREN BiRER SATiR ATLAYARAK OKUYUN.
ak okumaya başlayın.

112'ye 6442 kez küfür etti enteresan

Romanya'da 112 acil servisine 6442 kez telefon edip operatörlere küfreden bir kişi, akıl sağlığı yerinde bulununca 500 ley (223 dolar) para cezasına çarptırıldı.

Polis sözcüsü Romanya'nın güneyindeki bir köyde yaşayan Madalin Udrea'nın (24) bu telefonları ettiğinin şubat ayında belirlendiğini ve bu ay cezaya çarptırıldığını söyledi.

Oğlunun yalnızlığı seven biri olduğunu söyleyen Udrea'nın annesi, oğlunu hep telefonla konuşurken gördüğünü, ama kiminle konuştuğunu bilmediğini belirtti.

Evenimentul Zilei gazetesi, Udrea'nın geçen yıl kasım ayından bu yıl ocak ayına kadar 112 acile telefon ettiğini söyledi.

Udrea kontörlü telefonlarla telefon ettiği için, kimliğinin belirlenmesinin güç olduğu kaydedildi.

Romanya yetkilileri, 112 acil servisine açılan telefonların yüzde doksanının sahte ihbar veya acil olmayan durumlarla ilgili olduğunu belirtiyor.

Foktan Penguene Tecavüz Girişimi!!

Daha önce benzeri görülmeyen ve bilim adamlarını hayrete düşüren skandal Antarktika kıyılarında gerçekleşti.

BBC tarafından dünyaya servis edilen habere göre, Antarktika kıyılarında 100 kiloluk fok, kıyıda güneşlenen ve sadece 15 kilo ağırlığındaki imparator cinsi dişi penguenin üzerine çullanıp 45 dakika boyunca tecavüz etmeye yeltendi.

Bu sırada olayın gerçekleştiğini Marion Adası’nda araştırma yapan Güney Afrika’nın Pretoria Üniversitesi bilim adamları olayı baştan sonra kaydetti.

Uzun süren çanalara karşın amacına ulaşamayan fok balığı daha sonra kayıplara karıştı.

Bilim adamları dünyada ilk kez görülen bu vaka için yazdıkları bilimsel makaleyi de “Journal of Ethology” dergisinde yayınladı...

Bankaya da Çıplak Gidyorlar

Bu kadarına da pes artık. Dünyanın en çıplak kentinde bankaya bile çıplak gidiyorlar...

Dünyanın en çıplak kenti. Yasal olarak herhangi bir kısıtlama yok. İsteyen çıplak dolaşabiliyor. Yaz sezonunda nüfusu 40 bine ulaşıyor. Herkes anadan üryan. Bırakın plajları, bankaya bile çıplak gidiyorlar.

Fransa'nın sahil kenti Cap D'Agde'i yaz aylarında çıplaklar basıyor. Kendilerine 'natürist' ya da 'doğacı' diyen bu insanlar artık sadece plaja değil, sokağa çıplak çıkabiliyor, alışverisşe ya da bankaya bile o vaziyette gidebiliyor.

Paris'e hızlı trenle 5 saatlik mesafede, ünlü tarihi kent Carcassonne'un batısında, harika plajlarıyla bir zamanlar normal turistik bir yer olan Cap D'Agde artık sadece 'natürist'lerin tatil beldesi. Jade Jagger ve daha pek çok ünlünün de uğrak yeri olan Cap D'Agde her geçen yaz daha da kalabalık oluyor.

Dünyada pek çok özel 'çıplaklar kampları' var. Bir tatil komleksi ya da plajla sınırlı. Ama Cap D'Agde 'çıplaklar kampına' dönüşmüş kent olarak tek örnek.